alırken ve hatta Kastamonu’nun kimi ilçelerinde de yağmur yağarken biz ‘’arada’’ yağmura yakalanmadan dağa çıkıp inmeyi düşünüyorduk. Yaklaşık 20 km kadar Ilgaz istikametinde gittikten sonra Çatören köyü tabelasından saptık. Yola çok yakın bir noktada konuşlanmış olan orman deposunu geçtikten sonra toprak yoldan aracımızla devam ettik. Şunu ifade etmek lazım ki; bölgede çok sayıda orman deposu mevcut. Ciddi miktarlarda kesim yapıldığını gözlemledik. Bunu ifade ettiğimizde birileri muhakkak ki yapılan işin doğruluğundan ve ekonomik gerekliliğinden bahsedeceklerdir. Fakat, görünen o ki kocaman kocaman ağaçları kesip yerlerine 10 cm lik fidan dikip biz ağaçlandırma da yapıyoruz demek topluma verilen doğru bir mesaj değil. Buna benzer konuları aramızda konuşurken , aracımızla orman içinden ve düzgün sayılabilecek fakat yağmur yağdığında çok da fazla gidilemiyecek bir yoldan yükselerek 11 km nin sonunda hemen hemen 1950 m’lere ulaştık. Araçtan indiğimizde kuvvetli bir rüzgar bize merhaba dedi! Kastamonu yönüne döndüğümüzde ise güzel bir gökkuşağı gördük. Hazırlanıp kısa sürede yürüyüşe hazır hale geldik. Uygun mevsimde zirveye gitmek çok kolay. Arzu eden, zirveye kadar açılmış yoldan yürüyerek çıkıp inebilir. Biz ise olaya biraz ciddiyet katabilmek anlamında daha dik bir rota belirledik ve dikten çıktık. Yükseldikçe rüzgar arttı ve zirvede güney,güney-doğu yönünden esen çok kuvvetli bir rüzgarla karşılaştık. Ayakta bile durmanın kolay olmadığı zirvede GPS’lerimiz yaklaşık 2600 m’de olduğumuzu gösteriyordu. Dağın çevresini panoramik olarak izleyip özellikle Küçükhacet’e nasıl gidebileceğimizi saptadıktan sonra inişe geçtik. Ancak, rüzgarın şiddeti K.Hacete gitme planımızın bir sonraki sefere kalmasına sebep oldu. Zirvede gördüğümüz mezar ilginçti. Bu yükseklikte böyle bir mezarın olması şaşırtıcıydı. Diğer bir şaşırtıcı durum ise çevrede pişmiş kiremit kalıntılarının bulunmasıydı. Dönüşümüzü en dik rotadan ve çarşaktan gerçekleştirip sorunsuz bir şekilde indik. Kısa bir çevre turu esnasında ise bölgedeki doğal yaşamın zenginliğini vahşi hayvanların ayak izlerinin çokluğundan gözlemledik. Aracımıza binip ormanın daha kuytu bir bölgesine varıp küçük bir ateş yakarak yemeğimizi yedik. Sonrasında ise rengarenk bir ormanın içinden geçip sık sık fotoğraf molaları vererek anayola indik. Yukarıya yağmayan yağmurun alçaklara yağmış olduğunu görüp Kastamonu istikametinde yola devam ettik. Faaliyetimizi , Kastamonu merkezde Münire Medresesi Çarşısı’nın bahçesinde içtiğimiz çaylarla sonlandırdık. Sonuç olarak; az kişi de olsak güzel bir faaliyet yapmış olduk. Böylesine muazzam bir ormanın içinde olmak bile keyifliydi. Arkadaşlarıma iştiraklerinden ötürü GEDOSK adına teşekkür ediyorum. Bölge, inanılmaz güzellikte ormanlarla kaplı. Özellikle sonbaharda buralarda olmak bir ayrıcalık. Renkleri görünce bir arkadaşımız ‘’ ağaçlar çıldırmış olmalı’’ dedi. Gerçekten de tabiat bu mevsimde o kadar renkli ki muhakkak görmek lazım. Önceki satırlarda ifade ettiğim gibi, B.Hacet gittiğimiz rotadan kuru mevsimlerde çıkılması son derece kolay bir dağ. Tahmin ediyorum ki bundan sonraki faaliyetimiz B.Hacet ve K.Hacet arasında bir trans olacaktır.
Faaliyet Ekibi: Hasan Boyacı, Faik Ateş, Yüksel Usta